27 Ocak 2015 Salı

Basketbolun Gelişimi | Modern Oyun

Modern oyunu teknik ve mental açıdan değerlendirmek bize daha sağlıklı sonuçlar sunacaktır. Bu yazıda sizi rakamlara boğmak istemiyorum. Geçmişten bugüne neler oldu, örnekleyerek anlatıp basketbolun nereye gittiğine beraber bakmak istiyorum.

Çok değil bundan 7-8 yıl öncesine bakalım. Boston-Lakers finalindeki savunmaları ve konsantrasyonu hatırlıyor musunuz? Belki biraz daha hafızayı zorlayarak savunma sistemlerini ve oyun temposunu da hatırlayabiliriz. Pierce-Garnett-Perkins üçlüsü, pota altında müthiş bir kuvvet yaratırken aynı zamanda onları hücumda etkin kullanabilmeniz için tempoyu düşürmeyi de gerekli kılıyordu. Aslında temelde değişen bu. Günümüze bakarsak.
Artık oyun değişti. Yine NBA üzerinden gidersek temellerini D'Antoni'li Phoenix'in hatta Don Nelson'un Golden State'inin attığı, çabuk skor bulmaya odaklı oyun günümüzdeki şekline evrildi. Bu değişimi sadece koş koş basketbolu herkese sirayet etti diye görmek doğru değil.

Yine 10 sene öncelerine gittiğimizde özellikle playoff'ta temponun düştüğünü, oyunun genelde post odaklı oynandığını görüyoruz. Boston buna bir örnek ama tek değil, o zamanın Spurs'u, Bynum-Gasol'lu Los Angeles Lakers da bu oyun stiline sahip takımlardı. Oyunun Avrupa'dan da etkilenerek geldiği nokta ise pek böyle değil. Sadece koşmaktan öte yukarıda da bahsettiğim gibi hızlı gelmek ve çabuk skoru bulmak daha mühim.
Bunu biraz açalım. Günümüzde oluşturulan savunma sistemleri, rakiplerin hücum gücüne önemli sekte vurmaya başladı. Doğal olarak buna bir tepki, yani yeni hücum sistemleri gelişti. D'Antoni ve Don Nelson örneklerinde gördüğümüz yüksek hız ve bol şutu içeren oyun, daha efektif hale getirildi. Ancak bu, savunmayı es geçmek anlamına gelmiyor.  Bugün "koş koş" basketbolu oynayan Golden State'in ligin en iyi savunma takımlarından biri olduğunu biliyor muydunuz?

Evrilen hücumu Miami örneğinde inceleyelim. Her zaman alışılagelmiş pota altı kuleleri yapısını yıkmıştı Miami. 4 kısalı bir beş, hatta 5.oyuncunun da pota altını korumaktan uzak olduğu bu beş oluşturuldu. Pekibu takım başarıyı nasıl sağladı. Savunmada en güvenilen silah atletizm oldu. Bunun getirdiği topa ve pas kanallarına baskı rakibi sindirip top kayıplarına zorladı. Top çalındığında veya dengesiz bir şutun ribaundu alındığında ise modern oyunun hücum kısmı başlamış oldu.
Rakibi hazırlıksız yakalamak. İşte bu çok mühim ve modern oyunun hücumda dayandığı temel bu. Rakibin savunması yerleşmeden hızlı ve kolay sayı bulmak. Atletizmin önemi sadece savunmada değil. Hücumda da herkesin şut atabildiği ve herkesin potaya penetre edebildiği bir sistem, modern oyunun hücumdaki yapı taşı denebilir.

Bugün Golden State, pota altındaki bekçi Bogut ve 4 şutör/penetreci ile sahada yer alıyor. Bu onlara hem savunmada topa baskı imkanı getiriyor. Kaçan olsa bile pota altındaki bekçi ile güvenlik sağlanmış oluyor. Hem de hücumda, rakibin kontrol etmesini imkansızlaştıran bir hale gelinmiş oluyor. Zira her bir departmanı savunmak mümkün değilken, gerektiğinde şut atan, hiç durmadan hücum eden, savunmanızı delen, gömülürseniz de ceza şutlarını affetmeyen bir takım halini alıyorlar.

Özetle günümüzde moden oyunun evrildiği hal; savunmada baskı, hücumda herkesin her şeyi yapabildiği ve kolay sayı, hızlı hücum odaklı olmuş oluyor. Çoğu NBA takımı buna uyacak bir plan dahilinde ilerlese de , demode ve post odaklı sistemleri (üçgen hücum) deneyen (New York) takımlar da mevcut. Sonuçlar ise modern oyuna ayak uydurmanın gerekliliğini gösteriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder